Ağustos Ayı Dikkat Çeken Yargıtay Kararları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/10166 E., 2023/2868 K. ve 27.04.2023 karar tarihli ilamı:
YARGITAY KARARI İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi HÜKÜM/KARAR: Kaldırma/Yeniden Hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 11. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. ŞİKAYET
Borçlu şikayet dilekçesinde; yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun vekili aracılığıyla borca itiraz dilekçesi verilmesine rağmen, takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi üzerine, yetkili icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emrinin vekil yerine borçlu asile tebliğ edilmesinin usule aykırı olduğunu ileri sürerek ödeme emrinin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; takip dosyasında borçlu asile gönderilen ödeme emri tebligatının, borçlunun vekili tarafından vekaletname sunulmasından önce olduğu, bu nedenle asile tebligat yapılmasının geçerli sayıldığı belirtildikten sonra, takibin devamı sırasında borçlunun vekiline de tebligat yapıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda; şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmekle birlikte, İlk Derece Mahkemesince, yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan işlemlerin değerlendirilmesi neticesinde, dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte, borçlunun vekili tarafından vekaletname sunulmuş ve alacaklının talebi üzerine takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmiş olması sebebiyle, yetkili icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emrinin borçlunun vekiline tebliği gerekip, vekil yerine borçlu asile yapılan ödeme emri tebliğ işleminin yok hükmünde olduğu gerekçesiyle, borçlunun istinaf başvurusunun kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet edilen alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Alacaklı temyiz başvurusunda; yetkili icra müdürlüğünde devam eden takipte, borçlunun vekili tarafından dosyanın takip edilip edilmediğinin henüz belli olmaması sebebiyle, ödeme emri tebligatının borçlu asile gönderilmesinin yerinde olduğunu ve borçlunun vekili tarafından, şikayete konu ödeme emri tebliğinden sonraki bir tarihte vekaletname sunulması nedeniyle borçlu asile yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ödeme emri tebliğ işleminin vekil yerine asile yapılmasının yok hükmünde olduğu iddiasına dayalı şikayete ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İcra ve İflas Kanunu md. 16., Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 73., 81., 82. ve 83., Tebligat Kanunu md. 11., Avukatlık Kanunu md. 41, Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik md. 18.,
3. Değerlendirme
HMK’nın 73, 81, 82, 83., Avukatlık Kanunu’nun 41., Tebligat Kanunu’nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur. Anılan bu düzenlemeler gereğince tebligatın vekile yapılması ile yasal süreler işlemeye başlar, yine bu tarihe göre takip kesinleştirilerek takibe devam işlemleri yapılır.
Ne var ki, vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki, İİK’nın 76. maddesinde düzenlenen mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra ve iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için ödeme / icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması
gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için ödeme / icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta; İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2021/6558 E. sayılı dosyasında başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine borçlunun vekili tarafından itiraz edildiği, itiraz dilekçesi ekinde harçlandırılmış vekaletnamenin bulunduğu, alacaklının yetki itirazını kabul ederek dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesini talep etmesi üzerine takip dosyasının yetkili … 26. İcra Müdürlüğüne gönderildiği ve adı geçen müdürlüğün 2021/4611 E. sayılı takip dosyasından borçlu asile 05.9.2021 tarihinde örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dairenin yerleşik içtihatları gereğince yetkili icra dairesinde başlatılan takip, yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibin devamı niteliğinde sayıldığından ve yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun vekili bulunmakla, yetkili icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emri tebligatının yukarıda yazılı mevzuat gereğince borçlunun vekiline tebliğ edilmesi gerekir ise de, ödeme emrinin asile tebliğ edilmiş olması usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi ve takip işlemlerinin devamı için ödeme emrinin borçlunun takip dosyasına vekaletnamesini sunan vekiline tebliği gereklidir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emrinin vekile tebliği suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 21.6.2022 tarih ve 2021/3047 E. – 2022/1806 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2023/18105 E., 2024/113 K. ve 09.01.2024 karar tarihli ilamında:
MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi
SAYISI: 2023/989 E., 2023/1276 K.
KARAR: Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında … 14. … Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.01.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir. Duruşma günü davacı vekili Avukat … … ile davalı vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son
verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği
düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin …’daki projesinde dizayn ofis mimarı olarak 10.09.2012 – 01.09.2015 tarihleri arasında çalıştığını, … sözleşmesinin davalı işveren tarafından sona erdirildiğini, davacının net 4.500,00 USD ücret aldığını, bunun 1.500,00 USD’sinin avans olarak elden verildiğini, kalanının banka hesabına yatırıldığını, haftanın 6 günü 07.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını, şantiyelerin resmî açılışlarından önceki 3 ay boyunca 07.00-00.00 saatleri arasında çalıştığını, bu çalışma dönemlerinde pazar günleri hiç tatil yapmadığını, diğer dönemler ayda iki pazar günü 07.00 – 17.00 saatleri arasında çalıştığını; … bayramlarında 1 gün, kurban bayramlarında 2 gün dışında … … ve genel tatil günlerinde çalıştığını, davacının 6.300,00 USD ihbar tazminatı alacağı bulunduğunu, bunun 2.658,01 USD’sinin ödenmiş olup bakiye 3.641,99 USD ihbar tazminatı alacağı kaldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, 10.09.2012-01.09.2015 tarihleri arasında dizayn ofis mimarı olarak çalıştığını, ücretinin 2.500,00 USD olduğunu, davacıya giydirilmiş net 2.800,00 USD ücret üzerinden 3.920,00 USD ihbar tazminatı ödendiğini ve alacağının bulunmadığını, davacının fazla çalışma ücretlerinin her ay ödendiğini, işten çıkış işlemleri sırasında eksik olduğu tespit edilen miktarın da ödendiğini, fazla çalışma alacağının bulunmadığını, 583,33 USD tutarında izin ücretinin sehven ödendiğini, alacağı bulunması hâlinde bu miktar yönünden takas mahsup talebinde bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
… 14. … Mahkemesinin 09.07.2020 tarihli ve 2018/238 Esas, 2020/382 Karar … kararı ile; ücret+fazla çalışma adıyla yapılan ödemenin tamamının davacının temel ücreti olduğu, davacının aylık 4.500,00 USD ücretle çalıştığı, davalı işveren tarafından davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödendiği, …sözleşmesinin tazminata hak kazanılacak şekilde feshedildiğinin işverenin de kabulünde olduğu, davacı ile tanıklar arasında menfaat birliği bulunduğunu gösterir herhangi bir delilin bulunmadığı, tanıklar ile davacının beraber çalıştığı süre dikkate alınarak davacının 07.00-21.00 saatleri arasında çalıştığı, 7 gün çalıştığı haftada 31,5 saat fazla çalışma yaptığı, tüm dosya kapsamı ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davacının … bayramında 1 gün, kurban bayramında 2 gün ve yılbaşında çalışmadığı, bunun dışındaki … … ve genel tatil günlerinde çalıştığı, ayda iki hafta tatilinde çalıştığı, bu alacaklardan %30 indirim yapıldığı, dosyaya herhangi bir izin belgesi sunulmadığından yıllık izin alacağı bakımından fazladan ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve katılma yoluyla davacı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli ve 2020/4951 Esas, 2022/1064 Karar … kararı ile; çalışmaların yurt dışında geçmesi, yapılan işin mahiyet ve niteliği, davacının meslek unvanı hep birlikte değerlendirildiğinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ücretinin net 4.500,00 USD olarak tespitinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının İlk Derece Mahkemesince tespit edilen ücreti dikkate alınarak yapılan ihbar tazminatı hesaplamasına göre bakiye ihbar tazminatı alacağının bulunduğu, dinlenilen tanık beyanları göz önüne alınarak davacının pazar günleri çalışmadığı haftalarda haftada 6 gün, günlük 3 saat ve dolayısıyla haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı, pazar günleri çalıştığı haftalarda ise haftada 19,5 saat fazla çalışma yaptığının kabulü ile bu kapsamda hesaplama yapılmasının davacının yapmış olduğu işin niteliğine de uygun olduğu, yine hesaplama yapılırken davacının yıllık izinlerini kullandığı ve …’de bulunduğu dönemlerin dışlandığı, dosya içeriğinden davacının ayda iki hafta pazar günü çalıştığının anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesince yapılan %30 oranında indirimin dosya içeriğine uygun düştüğü gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.02.2023 tarihli ve 2022/18838 Esas, 2023/2084 Karar … ilâmı ile; Bölge Adliye Mahkemesince, fazla çalışma alacağı bakımından İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilmesine rağmen davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması yerine istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı, kabule göre de fazla çalışma ücreti alacağına yapılan indirim oranının az olduğu, dosya içeriğine göre uygun bir indirim yapıldıktan sonra fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına doğrultusunda gerekçe oluşturularak ve fazla çalışma alacağından %40 indirim yapılmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Bölge Adliye Mahkemesince yeniden hüküm kurulduğu tarih dikkate alınarak kurun belirlenmesi ve bu doğrultuda lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken eksik vekâlet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; somut uyuşmazlığa … hukukunun uygulanması gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının ücretinin hatalı tespit edildiğini, ihbar tazminatının ödendiğini; fazla çalışma, hafta tatili ile … … ve genel tatil alacaklarına yönelik hesaplamaların hatalı olduğunu, banka dekontları ile davacıya fazla çalışmasının karşılığının ödendiğinin ispatlanmış olduğunu, davacını üst … yönetici olduğundan fazla çalışma alacağı talep edemeyeceğini, fazla çalışma hesaplamasında genel tatil günlerinin dışlanması gerektiğini, pazar günlerine denk gelen … … ve genel tatil günleri için hesaplama yapılmaması gerektiğini, davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarına dayanılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, alacaklardan yapılan indirimin yetersiz olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, uygulanacak hukuk, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile … … ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması, fazla çalışma ücreti alacağına uygulanan indirim oranı ile davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 4857 … … Kanunu’nun 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri ve 4857 … Kanun’un 120 nci maddesi atfıyla mülga 1475 … … Kanunu’nun hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.
3. 5718 … Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 24 ve 27 nci maddeleri.
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin(AAÜT) 13 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemizin yerleşik kararlarında da belirtildiği gibi, bozulan karar sonradan verilen kararın eki niteliğinde değildir. Hüküm bozulmakla tamamen ortadan kalkar. Hükmün bozulması üzerine Mahkemece, davacının talep ettiği tüm alacaklarla ilgili kabul veya ret yönünde yeniden hüküm kurulmalı, oluşan en son duruma göre kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine, reddedilen miktar üzerinden ise davalı lehine … bir vekâlet ücretine hükmedilmelidir.
3. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen yabancı para alacağının (66.605,50 … Doları) karar tarihi itibarıyla … Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden … lirasına çevrilerek yine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre davacı taraf lehine hesaplanacak vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken usuli kazanılmış haktan söz edilerek davacı lehine eksik vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir. Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 … Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın tüm, davacı tarafın ise diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan \”İstinaf başvurularının reddedilmiş olması ve kazanılmış hakka göre İlk Derece Mahkemesince belirlendiği gibi 42.983,19 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hesaplanan 174.043,72 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarakdavacıya verilmesine,” ibaresinin yazılarak hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.