Anonim Şirketler Makale Serisi: Genel Kurula Katılım ve Temsil

Yazar: Av. Deniz Nalbant
I. GENEL OLARAK KATILIM VE TEMSİL
Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) M.417 uyarınca Genel Kurula katılabilecekler listesi Yönetim Kurulu tarafından hazırlanır. İşbu liste Yönetim Kurulu başkanı tarafından imzalanır ve toplantı yerinde, toplantı başlamadan hazır edilir. Bu liste hazırlanırken, Yönetim Kurulu tarafından, hamiline yazılı pay sahipleri ile Sermaye Piyasası Kanunu (“SerPK”) M.13 uyarınca Genel Kurula katılabilecek kayden izlenen payların sahiplerine ilişkin liste, Merkezi Kayıt Kurulusundan (“MKK”) sağlayacağı “pay sahipleri çizelgesine” göre düzenlenir.
TTK M.407/2 uyarınca, en az 1 Yönetim Kurulu üyesinin genel kurul toplantısında hazır bulunması gerekmektedir. Fakat bu hüküm Yönetim Kurulu üyesinin toplantıya katılmamasını bir yaptırıma bağlamamıştır. Hatta madde gerekçesine bakıldığında bu kişilerin toplantıya katılım göstermemelerinin kararın geçerliliğini etkilemeyeceği de ifade edilmiştir. Doktrinde ise konu hakkında farklı görüşler mevcuttur. Bir görüş, Yönetim Kurulu üyesinin toplantıya katılmamasının toplantıyı geçersiz kılacağını[1] ileri sürmektedir, başka bir görüş ise bu eksikliğin iptal sebebi teşkil edeceğini belirtir[2], diğer bir görüş de bu durumun yalnızca Yönetim Kurulunun sorumluluğu kapsamında bir sonuç doğuracağını[3] savunmaktadır.
TTK M.407/3 göndermesi ile ve TTK M.333 kapsamında, kuruluşu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı iznine tabi şirketlerin[4] Genel Kurul toplantılarına Bakanlık temsilcilerinin de katılım göstermesi zorunludur. Diğer şirketler bakımından ise temsilci katılımının gerekli olduğu durumlar Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik (“BTY”) M.32’de[5] işlenmiştir. Bakanlık temsilcisi, bulunması zorunlu olduğu bir toplantıda, olmazsa bu toplantıda alınan kararlar yok hükmündedir.
TTK M.432/1 uyarınca paylı ya da elbirliği mülkiyete konu pay sahipleri, içlerinden birisini ya da üçüncü bir kişiyi temsilci olarak atayabilir ve toplantıya katılımları bu şekilde gerçekleştirilebilmektedir. TTK M.427/2 uyarınca rehin, hapis hakkı, saklama sözleşmesi vb. sözleşmeler nedeni ile hamiline yazılı pay senedini elinde bulunduran kişi, buna bağlı hakları yalnızca pay sahibi tarafından özel yazılı bir belge ile yetkilendirilmiş ise kullanabilir.
Hamiline yazılı pay senedi sahipleri ise 2020 tarihli bir değişiklik uyarınca[6] TTK M.426 kapsamında senet sahibinin şirkete karşı pay sahipliğinden doğan haklarını kullanabilmesi için hamiline yazılı pay senedinin zilyedi bulunduğunu ispat etmeli ve bu hususu Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirmelidir[7].
İlgili bildirim yapılması ve MKK listesine kaydolunması sonrasında ise hamiline yazılı pay senedi sahiplerinin toplantıya katılımı, BTY M.18/3 uyarınca, zilyet olduklarının genel kurul toplantısına katılabilecekler listesinin imzalanmasından önce Yönetim Kuruluna ispatlamak suretiyle gerçekleşecektir.
TTK M.425 uyarınca pay sahipleri, paylarından doğan haklarını kullanmak üzere toplantıya bizzat katılım gösterebileceği gibi pay sahibi olan ya da olmayan bir kişiyi temsilci olarak atayarak da genel kurula katılım gösterebilir. Bu husus, pay sahibinin ihtiyaçlarından kaynaklanan bir haktır. Bahsedilen temsil kavramı ise, TTK. M. 427 anlamında adi temsilci ile TTK M. 429 anlamında tevdi eden temsilcidir.
TTK M.427 uyarınca, katılma haklarını temsilci olarak kullanan kişi, temsil edilenin talimatına uymalıdır. Fakat aynı hüküm uyarınca talimata aykırılık, temsilciye verilen talimat vekalet sözleşmesinin iç ilişkisine ait bir kurum olması sebebi ile, kullanılan oyu geçersiz kılmayacaktır. Temsilcinin temsil edilenin talimatlarına uyma yükümlülüğü mevcut olsa da bu iç ilişkide etki doğurmaktadır. Sahibinin zilyetliğinde bulunmayan hamiline yazılı hisse senetlerine ilişkin temsil yetkisinin ise yazılı bir belge ile verilebileceği de hükme bağlanmıştır.
II. TEMSİL TÜRLERİ
Genel Kurulda temsil türlerine bakıldığında kanunda; adi temsil ve tevdi eden temsilci olarak iki kavram gündeme gelmektedir.
1. Adi Temsil
Adi temsilci, TTK M.426’da işlenmektedir ve genel hükümler anlamında bir temsilci olup, temsil yetkisinin kendisine yazılı olarak verilmesi gerekir. Paylar, hamiline yazılı senede bağlanmış ise temsilciye sadece senedin zilyetliğinin devri de temsil için TTK M.415/3 anlamında yeterli görülmüştür.
2. Tevdi Eden Temsilci
Tevdi eden temsilci ise, payını kayden veya pay senedini fiziken bir kişiye bırakan ve kendisini Genel Kurulda temsil ettirmek isteyen kişinin temsilcisidir. Tevdi eden temsilci olarak atanabilecekler BTY M.44 sınırlı olarak sayılmıştır[8]. Temsilci, TTK M.429 uyarınca, kendisine tevdi edilmiş pay ve pay senetlerinden doğan katılma ve oy haklarını tevdi eden adına kullanma yetkisine haizdir.
Tevdi eden temsilci her Genel Kurul toplantısından önce, bu yetki kapsamında nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda tevdi edenin talimatına başvurmak zorundadır[9]. Talimat, temsilci tarafından zamanında istenmiş olup talimat alınamamışsa, tevdi edilen kişi katılma ve oy haklarını tevdi edenin genel talimatı uyarınca kullanır. Böyle bir talimatın yokluğu hâlinde ise oy, Yönetim Kurulunun yaptığı öneriler yönünde verilir.
Konu hakkında detaylı bilgi almak isterseniz info@berkerberker.com adresinden bize ulaşabilirsiniz.
DİPNOTLAR
[1] Konu hakkında Çamoğlu TTK 407/2 ve 3’ün emredici nitelikte olduğunu ve uyulmamasının toplantıyı geçeriz
kılacağını belirtmiştir. Nasıl bir geçersizlik türü olduğundan bahsedilmemiştir. Bkz. Poroy, Tekinalp ve Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku I (Vedat 2019) 680.
[2] Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Genel Esasları (Adalet 2016) 402.
[3] Bahtiyar, Ortaklıklar Hukuku (Beta 2018) 168; Ünal Tekinalp ve Ersin Çamoğlu, Açıklamalı, Notlu ve Karşılaştırmalı 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ve İlgili Mevzuat (Vedat 2011).
[4] Örneğin bankalar, finansal kiralama şirketleri, sigorta şirketleri vb. Tam liste için Bkz. 15.11.2012 tarihli ve 28468 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin
Tebliğ”.
[5] Diğer şirketler bakımından zorunlu haller: Gündeminde, sermayenin arttırılması veya azaltılması, kayıtlı sermaye sistemine geçilmesi ve kayıtlı sermaye sisteminden çıkılması, kayıtlı sermaye tavanının arttırılması veya faaliyet konusunun değiştirilmesine ilişkin esas sözleşme değişikliği ile birleşme, bölünme veya tür değişikliği konuları bulunan genel kurul toplantılarında. Bunun yanı sıra, Genel Kurula elektronik ortamda katılım sistemini uygulayan şirketlerin genel kurul toplantılarında, yurt dışında yapılacak bütün genel kurul toplantılarında ve yurt dışında yapılacak imtiyazlı pay sahipleri özel kurul toplantılarında.
[6] TTK 426 mülga hüküm; “Hamiline yazılı pay senedi sahipleri, genel kurulun toplantı gününden en geç bir gün önce bu senetlere zilyet olduklarını ispatlayarak giriş kartı alırlar ve bu kartları ibraz ederek genel kurul toplantısına katılabilirler”.
[7] Usul hakkında detaylı bilgi için Bkz. “Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi
Ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ”.
[8] Bkz. Fatih Bilgili ve Ertan Demirkapı, Şirketler Hukuku (Dora Yayıncılık 2013) 324; Bunlar, Sermaye Piyasası Kanununun 13 üncü maddesi uyarınca kayden izlenen paylar için aracı kurumları, diğer pay senetleri için aracı kurumların yanı sıra portföy yönetim şirketleri, ilgili mevzuatlarında pay senedi saklama yetkisi olan kişi veya kuruluşları ve rehin alacaklıları şekilde sıralanabilir.
[9] BTY M.45/2 uyarınca bu yetki, süreli ya da süresiz verilebilir fakat bu husus pay sahibinin talimatına başvurma yükümlülüğünü bertaraf etmemektedir.