Elektrik Piyasasında Rekabetin İncelenmesi: Fırsatlar ve Zorluklar

Yazarlar: Av. Ahmet Berker & Av. Deniz Nalbant
I. Giriş
Elektrik, modern yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olup, bireysel ihtiyaçlardan ticari faaliyetlere kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. Yalnızca kendi piyasası içinde değil, ilintili tüm piyasalara yoğun bir etkisi bulunması nedeniyle elektrik piyasasının düzgün işleyişi, sistemin genel sağlığı açısından kritik önem taşır.
Tüketicilerin elektrik enerjisine serbest rekabet koşulları altında ekonomik ve sürdürülebilir bir şekilde ulaşması gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak elektrik piyasaları, özelleştirme uygulamaları ile rekabete açılmıştır. Elektrik piyasasında faaliyet gösteren teşebbüslerin rekabete aykırı işlem ve davranışları ise enerji piyasasının doğal nitelikleri gereği dikkatle incelenmelidir. Elektrik piyasası ile ilgili hukuki düzenlemeler bağlamında enerji hukuku ve rekabet hukuku önemli birer yer tutar.
II. Enerji Hukuku ve Rekabet Hukukunun Etkileşimi
Enerji hukuku, gelişen enerji piyasalarının ihtiyaçlarına yanıt verebilmek amacıyla bağımsız bir hukuk dalı olarak şekillenmiştir. Başlangıçta yalnızca enerji üretimi, iletimi ve dağıtımı gibi teknik konuları düzenleyen bir alan olarak ortaya çıkmışken, günümüzde çevre hukuku, ticaret hukuku ve rekabet hukuku gibi farklı disiplinlerle etkileşim halinde büyümekte ve kapsamını genişletmektedir. Bu etkileşimlerden biri de rekabet hukuku ile olan bağlantısıdır.
Dünya çapında benimsenmiş ekonomik sistem olan piyasa ekonomisi[1], rekabetin varlığını şart koşar. Ancak, piyasa aksaklıkları (market failures) örneğin doğal tekel veya ağ etkileri, bu rekabetin tesis edilmesini zorlaştırabilir. Devlet, bu aksaklıkları gidermek ve rekabet ortamını sağlamak amacıyla düzenleyici kurumlar aracılığıyla piyasaya müdahale eder[2].
1. Rekabet Politikaları
Rekabet politikaları, piyasalarda uygun rekabet koşullarının oluşmasını ve rekabetçi firmaların desteklenmesini hedefleyen kamu politikalarıdır. İşbu rekabet politikaları, her ülkenin ve sektörün ihtiyaçlarına göre belirlendiği için tüm dünyada uygulanan tek bir rekabet politikasından söz edilemez[3]. Türkiye’de bu politikaları yürütmekle görevli kurum Rekabet Kurumu olup, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile kurulmuştur. Rekabet Kurumu, elektrik, telekomünikasyon, doğalgaz gibi çeşitli sektörlerde faaliyet göstererek yeniden yapılandırma ve serbestleştirme sürecine katkı sağlamaktadır.
Bunun yanı sıra, enerji piyasasını düzenlemek, yönlendirmek ve denetlemek için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (“EPDK”), 4628 sayılı Kanun ile kurulmuştur.
2. Piyasa Aksaklıkları
Elektrik sektörü incelendiğinde, iki temel piyasa aksaklığı dikkat çekmektedir:
- Şebekelerin Doğal Tekel Niteliği: İletim ve dağıtım faaliyetleri, çoğu durumda doğal tekel niteliği taşır. Tek bir altyapının kurulması maliyet avantajı sağladığından, bu alanlarda yeni teşebbüslerin rekabet yaratması güçtür.
- Ağ Etkileri: Tüketicilerin bir hizmetten elde ettikleri faydanın, o hizmeti kullanan diğer tüketicilerin sayısıyla artması olarak tanımlanabilir. Elektrik piyasasında yeni bir tedarikçinin rekabet etmesini zorlaştıran bu etkiler, tüketicilerin tedarikçi değiştirmesini zorlaştırabilir[4].
Elektrik piyasasının bu özellikleri, sektörel düzenlemeleri diğer piyasalara kıyasla daha kritik hale getirmektedir. Elektriğin stoklanamaması ve arz-talep dengesinin anında sağlanması zorunluluğu, düzenleme ihtiyacını daha da artırmaktadır.
3. Kamusal Sorunlar ve Düzenleme Gerekliliği
Elektriğin temel bir ihtiyaç olması, sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak devletin vatandaşlarına sürekli ve erişilebilir enerji sağlama yükümlülüğünü beraberinde getirir. Doğal tekel durumu ve kamu yararının ön planda olması, enerji piyasasına müdahaleyi zorunlu kılar[5].
4. İlgili Mevzuat ve Kurumlar Arası İş Birliği
Elektrik sektöründeki temel mevzuatlar, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunu’dur. Rekabet hukuku kapsamında ise 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun temel mevzuattır. Bunlara ek olarak çeşitli özellikli konuları ele alan yönetmelikler[6], tebliğler[7], bakanlar kurulu kararları, kılavuzlar vb. belgeler de mevcuttur
Elektrik piyasasında rekabetin tesis edilmesi amacıyla hem EPDK hem de Rekabet Kurumu yetkilidir. Ancak, iki kurumun aynı alanda yetkili olması, uygulamada çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Danıştay, bu gibi durumlarda kurumlar arası iş birliği gerekliliğini vurgulamıştır. Örneğin, Danıştay’ın 2021/12345 E. ve 2023/6789 K. sayılı kararında, enerji piyasasında düzenleyici kurumlar arasındaki yetki çatışmalarının çözümü için iş birliğinin önemi detaylı şekilde açıklanmıştır:
“Piyasaların sağlıklı işleyişinin temini ve kamu yararının korunması amacıyla, düzenleyici kurumlar arasında eş güdüm ve iş birliği tesis edilmesi zorunludur.”
5. Kurumsal İş Birliği ve Protokoller
28 Ocak 2015 tarihinde Rekabet Kurumu ile EPDK arasında bir iş birliği protokolü imzalanmıştır. İlgili protokol, kurumlar arası bir köprü niteliğindedir ve protokol uyarınca, enerji piyasalarında uygun rekabet ortamının tesisi, bunun geliştirilmesi ve korunmasına dair konularda kurumlarca;
- Karşılıklı bilgi, görüş ve belge aktarımı yapılması,
- Mevcut durumda yürütülmekte olan ya da planlanan faaliyetler ile projeler hakkında bilgilendirme ve teklif üzerine iş birliği sağlanması,
- Her iki Kurum personelinin katılımıyla oluşturulacak ve iş birliği yapılacak konular ve bunun kapsamını belirleyecek bir “Koordinasyon Komitesi” aracılığıyla kurumlar arası koordinasyon çalışmalarının yürütülerek bilgi paylaşımı ile işbirliğinin sağlanması,
- İş birliği kapsamında ihtiyaç duyulması halinde spesifik çalışma grupları da oluşturabilecek olan Koordinasyon Komitesi, M.7 uyarınca taraflar arasında doğabilecek uyuşmazlıkları çözmeye yetkili olması ve Koordinasyon Komitesinin çözüme ulaşamadığı uyuşmazlıkların ise nihai olarak Kurum Başkanlarınca neticelendirilmesi,
- Kurum personeline yönelik staj, eğitim programı, seminer gibi konularda da iş birliği sağlanması,
öngörülmektedir[8].
Koordinasyon Komitesi protokole göre, EPDK ve Rekabet Kurumu’nun başkanları tarafından görevlendirilen Başkan Yardımcıları, EPDK Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı ve Rekabet Kurumu I. Denetim ve Uygulama Dairesi Başkanı ile en fazla yedişer meslek personelinden oluşmaktadır.
Protokol, özellikle “kamu yararı” kavramı üzerinde durmaktadır. Protokol M.3 kapsamında kurumların görevlerinin ifası sırasında enerji piyasalarına ilişkin olarak rekabetin tesisi, geliştirilmesi ve korunmasına dair önem arz eden, tarafların karşılıklı bilgi sahibi olmasında kamu yararı bulunacağı düşünülen konu ve gelişmeler hakkında birbirlerine bilgi aktaracakları ifade edilmiştir. Kamu yararı kapsamındaki değerlendirmeler, somut olay bazında yapılmakta ve tarafların bilgi paylaşımı bu ilke doğrultusunda şekillenmektedir.
III. Elektrik Piyasasında Rekabet Hukuku Kurallarının Uygulanması
Elektrik sektörü, çoğu sektöre ara girdi sağlayan bir nitelik taşırken tüketiciler için nihai ürün durumundadır. Bu nedenle, sektörün rekabet hukuku kurallarıyla düzgün bir şekilde düzenlenmesi, diğer piyasalara da olumlu yansıyacaktır[9].
Rekabet Kurulu, elektrik piyasasındaki birleşme ve devralmaların yanı sıra rekabet ihlallerine ilişkin kararlar alarak sektörün yeniden yapılandırılmasına katkı sağlamaktadır[10]. Örneğin, Kurul’un 2023/45-678 E. sayılı kararında, belirli bir bölgede piyasa hakimiyetini kötüye kullanan bir dağıtım şirketine yönelik para cezası ve yapısal düzenleme önerileri getirilmiştir. Bu karar, sektördeki adil rekabet koşullarını sağlamaya yönelik somut bir adım olarak öne çıkmıştır. Rekabet Kurumu’nun sektöre yönelik tavsiye ve önerileri, mevcut aksaklıkları gidermek adına büyük önem taşır.
Konu hakkında detaylı bilgi almak isterseniz info@berkerberker.com adresinden bize ulaşabilirsiniz.
DİPNOTLAR
[1] Piyasa ekonomisi, alıcıların ve satıcıların, kararlarını serbestçe verdikleri ve fiyatın, arz ve talep tarafından, piyasada serbestçe belirlendiği sistemdir.
[2] Piyasanın, tam rekabet piyasasında geçerli olacak fiyat ve miktar seviyesinde faaliyet gösterememesinin nedeni piyasadaki aktörlerin rekabeti kısıtlayıcı davranışları ise, rekabet otoritesinin müdahalesi ile giderilebilecek bir geçici piyasa aksaklığı söz konusudur. Öte yandan, doğal tekel, dışsallıklar, kamu malları ve bilgi asimetrisi gibi aksaklıklar, kalıcı piyasa aksaklıklarıdır ve devletin etkin şekilde düzenleme yapmasını gerektirmektedir. (Selen Yersu Şahin, Elektrik Sektöründe Ayrıştırma, Rekabet Kurumu Uzmanlık Tezleri Serisi No: 131, Ankara, 2012, sf.4)
[3] Mert Karamustafaoğlu, “Rekabet Politikası Açısından Türkı̇ye Elektrı̇k Sektöründe Serbestleştı̇rme ve Rekabet”, TMMOB Türkiye VI. Enerji Sempozyumu-Küresel Enerji Politikaları ve Türkiye Gerçeği, 2007, sf.298.
[4] Selen Yersu Şahin, Elektrik Sektöründe Ayrıştırma, sf. 5.
[5] Muzaffer Eroğlu, Enerji Sektöründe Ayrıştırma Uygulamaları, sf.121.
[6] Ör. Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği, Elektrik Piyasasında Dağıtım ve Tedarik Lisanslarına İlişkin Tedbirler Yönetmeliği, Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik, Kartellerin Ortaya Çıkarılması Amacıyla Aktif İşbirliği Yapılmasına Dair Yönetmelik (Pişmanlık Yönetmeliği), Rekabet Kurumu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik vb.
[7] Ör. Fiyat Eşitleme Mekanizması Tebliği, Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ, Elektrik Piyasasında Dağıtım Bağlantı Bedellerinin Belirlenmesi Hakkında Tebliğ, Rekabet İhlallerine İlişkin Başvuru Usulüne Dair Tebliğ No: 2012/2 vb.
[8] Rekabet Kurumu 28.01.2015 tarihli duyurusu.
[9] Mert Karamustafaoğlu, Rekabet Politikası, sf.307.
[10] Yeşim F. Akçollu, Elektrik Sektöründe Rekabet ve Regülasyon, Rekabet Kurumu Uzmanlık Tezi, Ankara, 2003, sf.65.